KORONA VİRÜSÜ SEBEBİYLE ERTELENMEYEN FUARLARDA KATILIMCILARIN ZARARININ TAZMİNİ

İlk olarak Çin’in Vuhan Eyaletinde 2020 yılı aralık ayının sonlarında ortaya çıkan ve hızla dünyaya yayılan yeni koronavirüs  (COVID-19) Ülkemizde ilk olarak 10 Mart 2020 tarihinde görülmüştür. İlk vakanın görüldüğü tarih öncesinde gerek devlet tarafından gerekse vatandaşlar tarafından kişisel tedbirler alınmıştır. Devlet tarafından yurtdışından gelen kişilerin 14 gün boyunca raporlu sayılması gibi birçok tedbir alınmıştır. Tedbirler dışında Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan 02/03/2020 tarihli yeni tip korona virüs (Kovid-19) bilgilendirme broşüründe kalabalık yerlere girilmemesi ve insanlar ile el sıkışması gibi yakınlıklara girilmemesi yönünde uyarılar yapılmıştır. Bu tedbirler ve uyarılar kapsamından insanların zaruri olmadıkça evden çıkmamaya başlamışlardır. 10/03/2020 tarihinde ilk vakanın görülmesinin ardından 11/03/2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütünün yeni koronavirüs (COVID-19)’u pandemi (Bir kıta, hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklar için kullanılan addır.) olarak nitelendirilebileceğini duyurmasıyla bu tedirginlik hali artmıştır.  Özellikle 10/03/2020 tarihinde ülkemizde ilk vakanın görülmesiyle birlikte sosyal izolasyon yaygınlaşmaya başlamış ve insanlar zorunlu olmadıkça evlerinden dışarı çıkmamaya başlamıştır. 12/03/2020 tarihinden itibaren devlet tarafından alınan tedbirlerin artması da sosyal izolasyonun yaygınlaşmasına yardımcı olmuştur.

Tüm bu sebepler altında birçok fuar ve etkinlik, ziyaretçi sayısının azlığını öngörerek etkinlik tarihlerini iptal etmiş veya ertelemiştir. Fakat ertelenmeyen fuarlarda katılımcı sayısının azaldığı ve bu sebeple katılımcıların satış yapamayarak zarara uğradığı gözlenmiştir. Bu yazımızda zarara uğrayan bu katılımcıların zararının tazmini yolları anlatılacaktır.

1)Katılımcının Zararı Nedir?

Katılımcılar çok sayıda ziyaretçi ile bir araya gelerek eserlerini/ürünlerini satmayı amaçlamaktadır. Fakat yukarıda belirtildiği üzere yeni korona virüs (COVID-19) sebebiyle alınan tedbirlerle birlikte sosyal izolasyon yaygınlaşmıştır. Bu sebeple yapılan fuarlar ve etkinliklere katılımın azaldığı gözlemlenmiştir. Fuarlara gelen ziyaretçi sayılarında düşüşler, katılımcıların hedefledikleri satış miktarına veya bağlantı imkanlarına ulaşamadıklarını göstermiştir. Söz konusu durumda katılımcıların zararı, normal koşullarda fuarda kazanılan veya fuar sebebi ile kazanılacak kazançtan mahrum kalınan değerdir.

2)Organizasyon Şirketlerinden Zararın Tazmini İstenebilir Mi?

Yeni Koronavirüs (COVID-19) ile birlikte insanlarda tedirginlik hali artış göstermiş ve virüsün 10/03/2020 tarihinde ülkemizde görülmesiyle birlikte vatandaşlarımız zaruri olmadıkça evden çıkmamaya başlamışlardır. Bu sebeple fuarlardaki ziyaretçi sayısında azalış görüleceği basiretli bir tüccar tarafından öngörülebilir bir durum olup salgın hastalık mücbir (zorunlu) sebep olarak gösterilerek fuarların ertelenmesi gerekmektedir. Korona virüsü sebep gösterilerek ertelenen birçok etkinlik yurtdışında ve ülkemizde görülmüştür. Örneğin 13/02/2020 tarihinde İspanya’nın Barselona kentinde yapmayı planladığı Mobil Dünya Kongresi’nin iptal edildiği duyurulmuştur. 17/02/2020 tarihinde İsviçre’nin Cenevre kentinde her yıl düzenlenen ve kendi alanının en büyük organizasyonu olan Uluslararası Buluşlar Fuarının 6 ay ertelendiği duyurulmuştur. Ülkemizde ise 04/03/2020 tarihinde 12-15 Mart tarihleri arasında yapılması planlanan Ortadoğu İnşaat Fuarı, korona virüsü salgını nedeni ile Eylül ayına ertelendiği duyurulmuştur. 05/03/2020 tarihinde ise Antalya’da yapılması planlanan Akdeniz İçin Birlik Parlamenter Asamblesi (AİBPA) Genel Kurul toplantısının ve 12-15 Mart tarihleri arasında yapılması planlanan Win Eurasia Fuarı’nın yeni koronavirüs (Kovid-19) sebebiyle ertelendiği duyurulmuştur. 11/03/2020 tarihinde ise TOGG’un 12 Mart’ta Gemlik’te düzenleyeceğini duyurduğu geniş katılımlı Yeniliğe Yolculuk-Gemlik Buluşmasını ileri bir tarihte yapmak üzere ertelemeye karar verdiği duyurulmuştur.

Bu sebeple katılımcıların zararlarının tazminini talep etmekle sorumlu olacak kişiler, basiretli bir tacir gibi fuarı ertelemesi gerekirken ertelemeyen kişilerdir.  Fuarın yerini ve tarihini değiştirebilme yetkisine sahip kişiler Fuar Katılım Sözleşmelerinde belirtilmesi gerekli olup bu kişiler genellikle fuarın organizasyonundan sorumlu şirketlerdir.  

3)Katılımcılar Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağını Sebep Göstererek Zararlarının Tazminini İsteyebilir Mi?

Genellikle fuarın ertelenmesi yetkisine sahip olan organizasyon şirketleri katılımcılardan stant kira bedellerini etkinlik tarihinden önce almaktadırlar. Bu sebeple fuarlara gelen ziyaretçi sayılarının organizasyon şirketlerinin kazancında bir etkisi bulunmamaktadır. Fakat söz konusu ziyaretçilerin sayısı ürünlerini, projelerini, eserlerini satmak için fuara katılan katılımcılar açısından önem arz etmektedir. Fuarı ertelemeyen organizasyon şirketleri, fuarın ertelenmemesinden hiçbir zarar görmemiş veya çok az bir zarar ile karşılaşırken, fuara stant kiralayarak katılan kişi ve/veya kuruluşlar zarar görmüş veya zarar görme tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardır. Söz konusu bu durum hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil etmektedir. Çünkü hak sahibinin hiçbir menfaat sağlamamış veya çok az bir menfaat sağlarken başkalarının zarar görmüş veya zarar görme tehlikesi ile karşı karşıya bulunmuş olması TMK 2/2’ye aykırılık teşkil etmektedir[1]. Başka bir deyişle birçok seçeneği olan kişinin kendi için fark etmeyeceği halde başkasının zararına yol açacak bir seçenekte ısrar etmesi hakkın kötüye kullanılmasına neden olacaktır. Bu sebeple katılımcıların TMK 2/2’de yer alan genel hüküm gereği zararlarının tazminini isteyebileceklerini düşünmekteyiz.

4)Görevli ve yetkili mahkeme neresidir?

Söz konusu davada görevli mahkemeler, asliye ticaret mahkemeleridir. Kişiler yerleşim yerlerindeki veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde bu davayı açabilecekleri gibi fuarın olduğu yerde de bu davayı açabilirler.

5)Arabuluculuğa başvurmak zorunlu mudur?

01/01/2019 tarihi itibariyle ticari uyuşmazlıklar bakımından dava şartı olarak arabuluculuk getirilmiştir. Söz konusu davada görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olduğundan arabuluculuğa başvurulmak zorunludur.

6) Dava Zamanaşımı süresi nedir?

Zarar görenler tazminat istemini zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl içinde ve herhâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıl içinde yapabilirler.

Yukarıdaki kısa açıklamalar aydınlatma amacı taşımakta olup, somut hukuki durumlara çözüm teşkil etmemektedir. Karşılaşacağınız hukuki sorunlar için bir avukata danışmanızı tavsiye ederiz.

Kılıç Hukuk Bürosu


[1] Medeni Hukuk’un Temel Kavramları, Prof Dr. Bilge ÖZTAN – Yargıtay Kararlarında Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı, Öğr. Gör. Talih UYAR

TOP Call Now Button